Safra Kesesi Kanseri: Safra kesesi herlofodan çıkan birer kanala dökülürler. Ardından iki kanal daha sonrasında birleşirler ve tek kanal olarak oradan aşağıya doğru on iki parmak bağırsağına ulaşmadan hemen yan tarafa bir kol verir ve bu kol safra kesesine yönelir. Böylelikle az fakat devamlılık göstererek karaciğer tarafından yapılan safra bu kese ya da torba içinde toplanır. Yemiş olduğumuz yemekler mideden on iki parmak bağırsağa geçerken sinirler safra kesesinin sıkışmasına neden olur. Safra kesesi sıkışınca içerisinde birikmiş olan safra on iki parmak bağırsaktan geçen yiyeceklerin üzerine dökülür.

O halde safra kesesinin görevi karaciğerin çıkarmış olduğu safrayı geçici olarak biriktirmektedir. O olmadan da yaşam normal olarak sürebilir. Safra kesesi bazan iltihaplanır ya da safra içerisinde bulunan tuzlar ayrı ayrı birleşerek bir büyük ya da birkaç orta taşlar oluşumuna neden olur. On iki parmak bağırsaktan gelerek yukarı keseye çıkan türlü mikroplar safra kesesinin iltihaplanmasına neden olurlar. Dolayısı ile safra kesesinin iltihaplanması ya da içerisinde taşlar meydana geldiğinde söz konusu kese ameliyatla çıkarılır. Bu takdirde safra artık depolanamaz ve karaciğer tarafından yapıldıkça on iki parmak bağırsağa boşalır.

Konumuz olan safra kesesi kanseri de karaciğerinki gibi karşılaşılan sıklıkta değildir. Bazı nedenlerden dolayı farklı coğrafi bölgelerde daha sık görülmektedir. Bir örnek vermek gerekir ise Afrika'da sık karşılaşılmaktadır. Safra kesesi kanseri genellikle yaşlılarda ve erkeklere oranla kadınlarda birkaç kat daha fazla meydana gelmektedir. Bu şekilde safra kesesi taşları erkeklere oranla kadınlarda çok daha sık ve fazlasıyla görülmektedir.

Kesin olarak açıklamak gerekir ise ameliyatla çıkarılan safra keseleri kanserlerinin hemen hepsinde kese içinde taş bulunmuştur. Uzun bir müddet kalmış ve iltihaplanmış kese taşları süre zarfı içerisinde keseyi tahriş etmekte ve bunlar da safra kesesi kanserinin olabilecek sebepleri arasında olarak anılmaktadır.
Safra kesesi kanserinin ilk ve en çok görülen belirtisi ise sarılıktır. Anlaşılacağı gibi sarılık aslında bir hastalık olmayıp bir belirtidir. Buna yakıştırma yaparsak baş ağrısı benzetmesi tam yerinde olur.

Karaciğerin kanallarından biri glikojen karaciğerin kan damarlarıyla dolaşıma karışır. Diğeri ise sindirim için lazım olan safradır. Safra da kanalları ile on iki parmak bağırsağa dökülür. Şimdi şayet bu safra kanallarında bir iltihap hastalık karışır ve sarılık meydana çıkar. Sarılığın seviyesi kana karışan safra ile orantılı olur. Safra kesesi kanserinin belirtilerinde sarılığın yanı sıra ağrılar, kuvvetsizlik ve zayıflama da vardır. Elbette bunların derecesi hastalığın ne vakit başlamış ve ne derecede yayılmış olmasına bağlıdır. Bunu Teşhis etmede de en önemli görevi röntgen alır. Sonra kan ve idrar tetkikleri gelir. Safra kanserinden korunmak için gerekli titizliklere riayet etmek bu hastalığa karşı alınacak en önemli tedbir ve karar olacaktır.